Kafdağının Ardı Kafkasya
Bir gemi kalkar Batumdan
Soçiden Adlerden Potiden
Hüsran acı elem keder yüklü
Umutlar vardı Elbruz dağlarını aşkın
Hayaller vardı Nogay Bozkırlarını dolduracak
Aşklar vardı kucak kucak dünden bugüne kalacak
Önce martılar havalandı çığlık çığlığa
Yıldızlar indiler gökten mateme
Ay katıldı bütün gücüyle küskünlüğe
Yakamozlar sustular suskunluğa
Karabataklar kararmışlardı
Bütün renkler silinmiş
Zifiri karanlıklar kaplamıştı
Bir ana yüreği dağlanmış
İri kara gözlerle bakıyor gerilere
Göğsündeki imanı dayanak
Asaleti eteklerini dolduracak
Güzel siması yine mağrur
Yine vakarlı duruşu
Kızıla boyanmıştı karadeniz
Alkanlar akmıştı
Kuban Nehri deliliğinde çılgınlığında
Hasretler bırakıldı sılada
Kimi yarini
Kimi ciğerparesini
Kimi gülünü
Kimi kaşenini
Kimi ana babasını kodu
Meçhulden meçhule
Düştü yaktı kavurdu ateş
Acılar anlatılamayacak
İşkenceler unutulamayacak
Takamazdı esaret zincirini
İncecik kuğu boynuna
Takmadı geriye dönüp bakmadı
Onların olsun
Mal mülk saltanat
Taht taç onların olsun
Bahtının sürüklediği yerdeydi şimdi
Sevgiye sevdaya
Güvene barışa huzura
Yelken açmıştı kara gemi
Varna Burgaz Köstence
Mendiller kara
Martılar kara
Karanfiller güller kara
Leylaklar laleler kara
Kırmızıya döndü sonra
Utancından yer gök
Gelincikler kırmızı
Gökyüzü kan kırmızı
Gözyaşları ateş kırmızısı
Alınlar ak mingi tav karları aklığında
İmanlar göğüslerinde asalet eteklerinde
Bin bir umutlarla hayal kırıklıkları ile
Geldiler sana
Anadolu aç bağrını
Anadolu
Bırakılarak Kafdağı’nın ardında Kafkasya
Bir nağme yollamak geçer içimden
O da gelmez elimden
Bahtı Kara Kafkasya
(1864 yılı Çerkez sürgününde 1.5 milyon insanın dramını acısını
gözyaşlarını anlatmaya çalıştım.)
Zalimlere kan emicilere vampirlere ithaf olunur.
Necmiye Sarpkaya
|